-->

Durum Değerlendirmesi #6

- Kasım 03, 2017


Peace be with you. How are you guys? I’m fine. İngilizce bitti. Hocam ben anlıyorum ama konuşamı… herkes mi öyle? Peki önemli olan konuşabilmek yani he tamam ben gideyim o zaman.

İngilizce konuşmak önemli bir şey arkadaşlar. Hatta İngilizce konuşmaktan öte kendi diliniz haricinde başka bir dil öğrenmek çok önemli bir şey. Bu bilgiyi ananemden teyit ettirdim. Kendisi bizzat “biz öğrenemedik siz öğrenin. Dil bilmeyince cahil kalıyorsun” dedi. Hatta dedem de buna hacdaki bir anısıyla destek çıktı. İzniniz olursa onu da anlatmak isterim (bu izin şey gibi otobüste pardon geçebilir miyim deyip çekilmemi beklemeden üstüme çullanan amca izni). Dedemler hacdayken yanlarına İranlı bir amca gelmiş muhabbet kurmak istemiş. Demiş İngilizce var mı? Yok. Arapça var mı? Yok. adam da söylene söylene gitmiş. Buradan çıkaracağınız sonuç dil öğrenin. Dil öğrenme yolları ile ilgili baya yetersiz, gereksiz, içeriksiz, okurken zaman kaybedeceğiniz yazıma buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz (tabi link koymayı unutmazsam).

İngilizceden giriş yaptık buradan başka bir konuya geçelim. Mesela geçenlerde ÜSTAD Barış Özcan bir video yayınladı. Direkt olarak dil öğrenme ile ilgili olan videolarından değil. Oğlu Sufi’nin İngilizce öğrenme sürecinde okuduğu kitapları göstermek için çektiği bir video. Söylemeden edemeyeceğim Sufi çok güzel isim. Gönlü saf, eren, ermiş kişi anlamına geliyor. Neyse. Küçük Sufi 10 ayda 1000 kitap okumuş. Küçük derken 5.5-6 yaşlarında bir çocuktan bahsediyoruz. Kitaplar da dolayısıyla kendi seviyesinde kitaplar. Biz bile bu yaşımıza kadar 1000 kitap okumamışızdır belki ama bu çocuk okumuş. Ayda 100 kitap oluyor. Ne diyeyim helal olsun anasına babasına. Gelecek için donanımlı bir çocuk yetiştiriyorlar. İlgili videoya buradan ulaşabilirsiniz.

Ülkede güzel şeyler de oluyor diyeceğim ama Barış Özcan sonradan yurt dışına çıkmış bir Türk. Anlayacağınız kadarıyla ülke olarak onu da kaybettik. Hatta onun gibi belki bizim bilmediğimiz keşfetmediğimiz bir sürü kişi ülkeyi terk etmeye hazırlanıyor. Çünkü bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmıyor arkadaşlar. Kim bu ülkenin hayrına bir şey yapsa başına vuruluyor. Çok bilinen bir örnek veriyorum size. Devrim arabası. 4.5 ayda sıfırdan yapılmış yüzde yüz yerli milli bir araç sabote edildi. İçine benzin koymadılar sonra çalışmayınca siz işinize bakın deyip fabrikayı kapattılar. Ne denilebilir ki. Şey denilebilir. “Mesele Türkiye’nin şeftali yerine motor üretmek istemesiydi.”

Hadi bu konu hakkında bir paragraf daha yazayım. Bu aralar bazı “babayiğitler” biz yerli araba yapcaz diye piyasaya çıktılar. Güvenmediğimden değil. İsteseler en iyisini yaparlar ama istediklerini zannetmiyorum. Başka bir markanın arabasını alıp üstünü kamuflajlayıp “işte yerli araba bu” diye sunarlar. Bunu daha önce yaptılar yine neden yapmasınlar. İnşallah beni yanıltırlar ne diyeyim. 2019’da prototip sunulacakmış 2021’de satışlar başlayacakmış.

Onun dışında neler mi oluyor? Bildiğiniz gibi arkadaşlar. Okula gidip geliyorum. Kitap falan okuyorum. Artık bunu demeyeceğim her seferinde anlamsızlaşıyor. Selam ben Talha kitap okuyom. Çayı şekersiz içiyorum ayrıca kitap okuduğumu söylemiş miydim? Hukuk okuyorum desem neyse en azından onun bir havası var. Yoo aslında bol bol kurmalıyım bu cümleyi. Zannetmiyorum ama belki insanlar der “aa bu çocuk napıyor ya sürekli sürekli belki güzel birşeydir ben de deneyeyim”. Baya düşük ihtimal fakat denemekten zarar gelmez. Sizce ne yapmalı? Kitapla ilgili bir site keşfettim ama şimdilik sizle paylaşmayacağım daha sonra.

Bazen sarahah’tan uzun uzun yazılar yazıyorsun. Açıkcası hoşuma gidiyor birisinin benim için zaman harcaması. Okurken 10-15 sn sürüyor belki ama yazması düşünmesi falan daha uzun sürer. 1 dk bile olsa bana hediye edilmiş bir zaman güzel bir şey. Hepsini sizinle paylaşmıyorum. Paylaştıklarımı veya paylaşmadıklarımı yazanlara buradan teşekkürler. Adamsınız.

İyiliği görmek neden bu kadar zor diye sormuşsunuz. Geniş düşünecek olursak “iyi” baya geniş bir tanıma sahip. İyi olmak var işini iyi yapmak var vs. bu yüzden  yeni aldığım rayban marka at gözlüklerimi takıp en basit tanımı yapacağım. İyiliği görmek bu zamanda çokda kolay değil. Neden? Çünkü kimse birbirine sebepsiz yere iyilik yapmıyor. Mesela birine çay ısmarladın diyelim. Kişi düşünüyor bu niye bana çay ısmarladı kesin bişey isteyecek,  kesin benden bir kazancı var o yüzden ısmarladı. İstemeyince tabi dumur oluyor. Eğer bahsettiğin şey bu tip bir iyilikse cevabı bence bu. Tatmin olmadıysan daha ayrıntılı bir soru sor ona göre cevaplayalım sevgili anon J

Bundan önceki yazımı yani “içimizdeki ben” beğenmişsiniz. İlk defa bir yazım için çok güzel olmuş dendi. Gururum okşandı. Bence ilk paragraflar iyi, sonra batırdım. Sonları da istediğim gibi yazabilseydim işte o zaman mükemmel olurdu. Ama işte bir sorun var oradaki gibi yazamıyorum. Yani yazıyorum ama çokça düşünmem gerekiyor. Oradaki gibi cümlelere ya da ne bileyim benzetmelere alışık değilim. Siz beğendiyseniz alışacağız bakalım. Siz okuyun diye yazıyoruz sonuçta. Bi benzetme vardı göğüs kafesiyle ilgili. Göğüs kafesini kuşun kafesine benzetip göğsünün içindeki kuşu serbest bırakmaktan bahsediyordu. Bak fikrim var ama cümle çıkmıyor. Galiba benim de kuşumun kafesinden çıkması gerekiyor. Arka planda thunder imagine dragons çalarken nasıl çıkacak onu bilmiyorum. Daha derinlere inmem gerekiyor ama orada sen varsına (gülme efekti)


Her şeyden bahsettik şarkılardan da bahsedelim. Neyse veya bahsetmeyeyim onu da başka bir durum değerlendirmesine saklıyorum. Öylesine yazdığım bir yazıyı burada sonlandıralım. Bu hafta da böyle idare edin. Good night hepinize.

2 yorum

avatar

Teşekkürler, yine güzel olmuş

avatar

teşekkürler :)


EmoticonEmoticon

 

Hmm Arama

-->